Ben; saçları henüz beline dökülen, yüzü her insanın dikkatini çekecek kadar güzel, kocaman gözleri olan, minik dudaklarıyla güldüğünde çenesinin etrafında gamzeleri dizilen, fiziği de bunu destekleyecek kadar hoş, alımlı ve zarif bir kadın adayıydım. Hala da öyleyim, güzelliğimden ödün vermedim ama bu burnu kalkıklık, kendini beğenmişlik, ukalalalık bana çıktığım yükseklerden düşmeyi öğretti. Üstelik hepsi ufacık bir virüsün vücudumun derinlerine gizlenmesiyle başladı.
19 yaşında, hayattan zevk almak için ve de o gençliğin verdiği özgüvenle hatalar zincirine her geçen gün yeni bir halka daha ekleyen ufak bir kız çocuğu…
10 Ocak 2014 tarihinde yine ailesiyle birlikte kahvaltı yapacak, sonrasında okuluna gitmek için hazırlanacağı bir günde, duşa girdiğinde o çok değer verdiği ve beğendiği vücuduna dokunmaya başlar. Eline gelen bir et parçası onu telaşa sokar. “Sanırım sert bir cinsellik yaşadım” diye aklından geçirerek duşuna devam eder ama aklından da çıkmaz bu deforme oluşu. Akşam olur, evine döner. Fakat kafasındaki soru, tıpkı vücudundaki virüs gibi terketmez onu. Bu soru işareti kızımızı araştırmaya iter. Başlar “vajina girişindeki et parçası” diye Google semalarında arama yapmaya… Karşılaştığı görüntü ve okudukları kızımızı kısa bi’ şoka sokar. Kabullenemez, hemen bilgisayarı kapatıp yatağına kıvrılır ve gözünden akan birkaç damlayla yutkunarak yumar gözlerini geceye. Uyandığında bu kabustan, bu karanlıktan kurtulacağı umuduyla…
Gece yarısı ağırlaşmış göz kapaklarını kaldırır, kendince telkinler verir kendisine. “Düzelecek, her şey iyi olacak. Hem belki yanılıyorumdur, bir doktora görünmekten kimse zarar görmez. Hadi, sen başarırsın!” diyerek, fırlattığı yerden kapar bilgisayarını ve başlar doktor araştırmaya. Bu defa yazılanları okumaz çünkü o virüs kapmamıştır, o yanılıyordur, geçecektir diye dizginler kendisini.
…derken 13.01.2014 tarihine randevu alır. Ailesine açmaz başta bu konuyu. Bilmesinler ister, gerek yok der. O yeterince üzüldü, başka kimse üzülmesin ister. Çünkü biliyordur ki, kendi içinde yenecektir bu savaşı, kazanacaktır kendi çabaları ve dirayetiyle bu amansız savaşı… Gider doktoruna. Kızımız, kendi koyduğu teşhisi doktorun doğrulamaması için adeta yalvarır içinden. Ancak doktorun yüz ifadesinden anlar ki, o artık bi’ HPV kurbanı… Bunu kendi içine itiraf etmesi bile o kadar zordur k. “Henüz ben bir çocuğum. Daha düne kadar annem yıkar, o giydirirdi beni” diye geçirir aklından. O anlar geçer bir anda gözünün önünden film şeridi misali… Birden gözünden akan yaşlar batar yanağına ve durumun bir kez daha farkına varır. Kabullenmek istemez ama kabullenmeye mecburdur. Ayağı geri geri gitse bile Biyopsi odasının kapısından girer. Ona bir önlük verilir ve giyilmesi istenir. Başlar üzerindekileri çıkartmaya. O an kulaklarında acı bir siren çığlığı, boğazında sanki bir yumru varmışçasına uzanır sedyenin üzerine. O an etrafta kızımızın neşesini yerine getirmek için espriler, şakalar yapar ama şu bir gerçek ki; daha önce hiç o kadar soğuğunu, hiç o kadar batanını duymamıştır kızımız…
Doktor koterizasyon tedavisi yapıyordur o an. Canı ne kadar yanacak diye endişelenmez ya da ne kadar sürecek diye düşünmez. Sadece “Bitecek mi?” kaygısı vardır kafasında. Tedavi sırasında birkaç cümle duyar. “Temiz kızmış, yazık olmuş.” Asistanın da sesini işitir “Ne de güzel, kötü oldu bu” diye yüzlerce dizilen cümleler. Her biri ayrı can yakan, iç acıtan cinsten…10 dakika sonra doktor “İşte bu kadar!” der ve giyinebileceğini söyler. Kalkıp hazırlanır hemen kızımız. Bacaklarının titrediğini farkeder. Yer çekimini ilk kez bu kadar derin hisseder. Ayakta durmak, ilk kez bu kadar zor gelir. Bunu farkeden doktoru önce kan testi için kan alır. Sonrasında antibiyotik ve serum verir. Birkaç saat dinlenen kızımız, serumdan sonra daha iyidir. Doktoru 10 gün sonrası için tekrar gelmesini ve o güne dek verdiği pomadları, ek olarak da eklem ilacını kullanmasını söyler.
Kızımız kalkar, eve doğru gider. Kapıdan girdiği an, başlar tüm hikaye.
2 Comments
SAKIN SAKIN BU KADAR ÜZÜLME BENDEN SANA ABLA TAVSİYESİ,KORKMA BEN HPVNİN EN KÖTÜ TİPİNİ TAŞIYORUM AMA KORKMUYORUM ARTIK,SİĞİLLERİNİ TEDAVİ ETTİR,BAĞIŞIKLIK İÇİN DESTEKLER AL,DİKKAT ET BAK NASIL GİDİYOR VÜCUDUNDAN VE ÖZELLİKLE SMEAR MUTLAKA TAKİP ETTİR.SÜREKLİ GENİTAL BÖLGENİ HATTA İÇİNİ BİLE YOKLA BİZ DOKTORLARIN GÖRMEDİĞİ BİLMEDİĞİ ŞEYLERİ BİLE ÖĞRENDİK.2012 DEN BERİ TİP 16 VAR BENDE,BU KADAR ÜZME ÜZÜLME AİLENDEN GİZLİ TUT,ONLARA ANLATMAN SENİ DAHA KÖTÜ YAPAR.ATABİLİRSİN ATLATIRSIN,BEN SMEARLA TAKİP EDİYORUM HATTA DOKTOR İSTEMEDİĞİ HALDE BEN BİOPSİ BİLE VERDİM ÇÜNKÜ HPV KANSER YAPMIYOR KONTROL ALTINA ALMAZSAN İLERDE YAPABİLİR ONUDA BİZ BİLEMEYİZ.DOKTORDA BİLEMEZ BİZİM İLACIMIZ YİNE BİZİZ.TEKİZ EVET YALNIZIZ BU BİZİM SINAVIMIZ YAPTIĞIMIZ HATALARDAN DERS ALIP KENDİMİZİ KORUMALIYIZ.ÜZÜLME SIKILMA İSTEDİĞİN ZAMAN İSTEDİĞİN KADAR SOR.YARDIMCI OLURUM ÜZÜLEREK HPVNİ BESLEME.
ben sevip evlenmeyi düşündüğüm insandan kaptım bu virüsü hiç mi yanlış yapmadım yaptım hiç mi başka biriyle yatmadım yattım ancak sonrasında yıllarca kendimden tiksinip durdum hala da tiksiniyorum herkes güzelliğimi söyler ama ben hiç kendimi güzel bulup sevemedim hiç kibir ego yapıp güzelim diye daldan dala atlamadım. her cinsel ilişkimde defalarca kan tahlillerinden partnerimi de geçirip bulaşıcı hastalık var mı diye baktım ama işte mikro chip smear gibi şeyleri hiç duymamıştım bile … nedir yani bu çok güzel kız aman müthiş güzel kız falan … ŞÜKÜR ve DUA etmelisin inandıgın hangi tanrı olursa olsun . mütevazi ve alçak gönüllü olmalısın bunun icabına dik durarak bakmalısın. ben aşk yolunda yaşanan cinsellik taraftarı biriyDİM. ancak sonra bazı psikolojik ve çevresel etkenlerden dolayı bir yanlıştır bi kaç kere o yoldan saptım. hpv başıma gelince de kendi çizgimden çıkmış olmakla cezalandırıldığımı düşünüp günlerce dua ettim hpv den kurtuldum ama hala dua ediyorum. zaten ne geliyorsa başımıza insanoglunun yersiz kibiri yüzünden geliyor.